Tersliklerle Mücadele Edebilen İyimser Çocuk
Yetiştirme
Yaşam
sürprizlerle doludur. Karşımıza büyüklü küçüklü pek çok hoşluklar çıkabileceği
gibi, sevimsiz engellerle de karşılaşabiliriz. Kimimiz bu hoşlukları ve
engelleri abartılı bir şekilde algılar ve bunlara takılıp kalır iken,
kimimiz de hoşlukları da engelleri de doğal süreçler gibi algılayarak
üstlerinden atlar ve yolumuza devam ederiz. Çevremize göz atacak olur isek,
yaşamın keyfini süren iyimserlerin yanı sıra, yaşamın güçlüklerine kolayca
teslim olan, yaşamla ilgili negatif tahminlerde bulunan pek çok kötümser de
görebiliriz. Tüm psikolojik araştırmalar gösteriyor ki ne kadar kötümser iseniz
depresyona girme ihtimaliniz de o kadar yükseliyor. O halde anne babalara yeni
bir görev daha düşüyor. İyimser bir bakış açısına sahip, yaşamın kaçınılmaz terslikleri
ile baş edebilen pozitif çocuklar yetiştirmek.
Bazı
ailelere iyimserlikten bahsettiğimizde “her şey, dünya ve ben ne
kadar harikayız” diye dolaşan çocuklar istemiyoruz derler. Çünkü her şeyin
harika olduğu bir dünyada yaşamıyoruz. Çok da haklılar. Bizim kastettiğimiz şey
de “boş iyimserlik” değildir. Pozitif düşünce sürekli neşeli şeyler düşünmek
değildir. “her gün, zaman geçtikçe, giderek daha iyi... olacağım” gibi bir
düşünce ile güçlükleri yenebilmektir. ‘İyimserlik’ in doğruluk payı yüksek
olmalıdır. Sadece neşeli pozitif ifadeler başarılarınızı ve anlık ruh halinizi
olumlu biçimde yükseltemez. İyimserlik gereksiz olumluluktan çok, negatif
olmayan düşüncelerin gücünden faydalanma üzerine çalışır. İyimserlik kendinizi
neşelendirmek için kullanacağınız kavramlardan çok uzaktır. Örneğin, ‘Ben özel
bir kişiyim’, ‘Hayatım hep daha iyiye gidiyor’, ‘İnsanlar bana bayılıyor’...vs.
Bu tip cümleler kısa bir süreliğine kendinizi iyi hissetmenize sebep olacaktır
ama sizi hedeflediğiniz noktalara ulaştırmayacaktır..
Kötümser
düşünmenin yüksek bedelleri vardır. Yapabilecekleri hiçbir şey olmadığına
inanırlar. Problemlerin sonsuza dek süreceğine ve değiştirilemeyeceğine
inanırlar ve çözüm aramazlar. Bu tarz negatif inançlar genellikle doğru
değildir. Pek çok kötümser durumu felaketleştirir. Tüm potansiyel nedenler
içinden en kötüsünü seçer. Depresyona yatkın çocuklar da problemleri ile ilgili
en kötü senaryoya odaklanırlar. Kontrol edilemez bir biçimde kendilerini
suçlarlar. En negatif yorumları yaparlar. Daha iyimser ve doğru alternatifler
üretemezler. Probleme katkıda bulunan diğer faktörleri görebilen çocuklar,
enerjilerini problemin farklı noktalarına yönelterek, problemi çözebilirler.
Ancak
iyimserlik, bir şeyler kötü gittiğinde başkalarını suçlamak değildir.
Problemlerde size düşen sorumluluğu sahiplenmektir ve onların çözümünde
yardımcı olmaktır. Bunun yanı sıra, üzüntülerden veya kızgınlıktan kaçmak da
değildir. Negatif duygular, hayatın bir parçasıdır ve onu zenginleştirir. Ne
kadar büyük problemlerle karşılaşırsanız karşılaşın, iyimser düşünmeyi otomatik
hale getirmiş çocuk en ufak umut ışığının olduğu durumlarda, zorlukları yenmeyi
başaracaktır. İyimserlik, iyi aile modelinin veya güçlü ahlaki değerlerin
yerine geçemez.. İyimserlik, sadece bir araç ama çok güçlü bir araçtır.
Aslında
küçük çocuklara dikkat edecek olursanız doğuştan gelen pozitif bir bakış
açıları olduğunu görürsünüz. Onlar doğal iyimserler oldukları için
sevimlidirler ve mutludurlar. Pozitiflik çocukların gelecekteki tüm çevresel ve
içsel kaynakları kullanabilmeleri için güçlü bir kredidir.
Bir
çocuk kötümser ise bunun büyük bir kısmını, annesini babasını ve saygı
duyduğu öğretmenlerini, büyüklerini gözlemleyerek öğrenmiştir. Çocuğunuz
özellikle sorunlar karşısındaki davranış kalıplarınızı, söylediklerinizi ve
yaptıklarınızı adeta bir sünger gibi emer. Olayları yorumlama biçiminizin
çocuğunuz tarafından aynen kopyalanma ihtimali çok büyüktür.
Yorumlamada
üç önemli ayrım vardır. Kalıcılık, yaygınlaştırma ve kişiselleştirme. Kötümser
biri karşılaştığı engellerin değiştirilemez olduğuna ve yaşamında pek çok şeye
mal olacağını inanır. Kötümser kişilerin pek çoğu kötü kaderlerinin gelecekte
de sürerek onlara pek çok fırsat kaçırtacağını, başarısız ilişkilere neden
olacağını, sürekli kaybeden sıradan, alelade kişiler olacaklarına inanırlar.
Hatta problemin kendi kabahatleri olmadığını anladıklarında dahi, durumun
değişmeyeceğine inanırlar ve değiştirmek için çabalamazlar. Genellikle de
ortaya çıkan probleme kendilerinin neden olduğuna inanırlar.
Küçük bir
çocuk olumsuz bir duygu hissettiğinde saklanacak sıcak, güvenli, tanıdık bir
yer arar. Böyle bir yeri varsa tehlike geçene dek burada saklanır. Böyle bir
yeri yoksa tehlike karşısında donar kalır. Çocuğunuzla aranızda güvenli bir bağ
oluşturmanız önemlidir. Güvenli bağlanan çocuklar, güvensiz bağlanan çocuklara
göre etrafı kolayca keşfederek, kontrolleri altına alırlar. Güven hissettikçe
yaşamda yeni şanslar aramak için kendilerini hazır hissederler. Keşfetmek ve
başarmak pozitif duyguları sürekli tetikler. Pozitif duygular sizi sürekli
yukarı doğru çıkaran bir spiral gibidir. Alışkanlık haline getirilmiş negatif
duygular ise aşağı doğru inen bir spiralde ilerlemeye yol açar. Bu spiral
depresyona dek iner ve zaman geçtikçe kronikleşir.
O halde anne
baba olarak en önemli işlerimizden biri çocuğumuzdaki pozitif duyguları ve
özellikleri ortaya çıkarmaktır. İşte anne babalara çocuklarına iyimserliğin ve
güvenli bağlanmanın tohumlarını atıcı bazı öneriler:
Çocuklar en
fazla anne babalarının kendi aralarındaki çatışmalarda kullandıkları yorumlama
ve problemi çözme biçimlerini kopyalarlar. Çoğu kez de bu çatışmalardan
yaralanırlar. Ama çatışmadan kaçmakta çözüm değildir. Birbirlerini çok seven
kişiler bile arada bir çatışabilirler. Anlaşmazlık hayatın bir parçasıdır.
Önemli olan çocuklara çatışmaların nasıl çözümlendiği konusunda model olmaktır.
Çatışmaların ve kavgaların zararlarını azaltmak için şunları yapabilirsiniz.
Tüm bunların
yanı sıra anne baba olarak bebeklikten itibaren özellikle şunlara dikkat
etmelisiniz:
Olcay Güner
Klinik Psikolog
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü
Çocuk ve Genç Bölümü